Ben Çocukken-2
Ben çocukken el sallardım uçaklara. Arkasında bıraktığı izi takip ederdim. Bulutları çok severdim. Gökyüzü ne kadar da maviydi. Hava ne de güzel kokardı. Ben çocukken çiçekler pek güzel, taptazeydi. Aynı ruhum gibi. Rengarenk ve çeşit çeşit. En çok sarı çiçekleri severdim. Toplar öğretmenime hediye ederdim. Küçük, mavi olanlara dokunmaya kıyamazdım. Öyle çelimsiz, öyle körpeydi ki onlar... Korkardım incitmekten. Ben çocukken dedemin mezarına gider papatyalar bırakırdım toprağına. Sular, yabancı otlardan arındırır, dualar ederdim. Dedemi ne çok severdim. Beni duyarmış gibi konuşurdum onunla. Mezar taşını okşardım, vefatının hayatının kaçıncı yılında gerçekleştiğini hesaplardım. Çok küçüktüm ama iyiydi matematiğim. Fakat pek anlayamazdım çıkan sonucun ne ifade ettiğini. Ölümün ne demek olduğunu ve yılların ne kadarının ne anlattığını. Yaşamak yıllarla ölçülebilir miydi? Var olmak, yaşamak demek değildi. Ağlardım hemen. Eve döndüğümde dedemin kaldığı odaya giderdim. Karanlık, buz gibi devasa bir oda. Zemini tahtadan. Duvarları kalınca. Dedem nerede uyurdu?.. Yıllar sonra tekrar girince o odaya, aslında pek küçük olduğunu fark ettim. Fakat hâlâ soğuk ve anlamsız. Hâlâ karanlık ve korkunç.
Yorumlar
Yorum Gönder